Ünlü Kadın Aşçılar ve Kadın Şef Olmakla İlgili Bilmeniz Gerekenler

Özellikle de anneyseniz ya da yakın zamanda anne olmak gibi bir arzunuz varsa işler daha karmaşık bir hale gelebilir. Sektördeki bazı kurumlar, kadın yeteneklerini korumaya çabalayıp daha aile dostu bir çalışma ortamı yaratma yollarını tartışmaya başlamış olsa da, hala bu konuda yapılacak çok iş var.

Restoran Dünyasında Kadın Olmakla İlgili Bilmeniz Gerekenler

1. Aile kurmak için kariyere ara vermek

Birçok kadın aşçı, bir aile kurduktan sonra kariyerlerine ara veriyor. Bunun nedeni restoran endüstrisinin iş-yaşam dengesi için özellikle zor bir alan olması. Oysa kadın aşçı olmak için yıllarını vermiş yetenekli şeflerin sektörde kalmaları desteklenmeli. Geleneksel mutfak atmosferi kadın çalışanlar için daha anlayışı bir hale getirilmeli. Özellikle hamilelik dönemi ve sonrasına ilişkin olarak profesyonel mutfakların doğum desteği sağlaması çok önemli. Mutfak ve gastronomi kültürünün gelişmesinde kadının yeri göz ardı edilmemeli. Kadın şef olmak isteyen her yeni aşçı adayı, bu mesleğin hayatının her döneminde sürdürebileceği bir kariyer olduğundan emin olabilmeli.

2. Annelik süresince yaşanan problemler

Annelik süresince iş ve çalışma dengesini kurmak her türlü meslekteki kadın için oldukça zor. Fakat hem anne olmak hem de restoran endüstrisinde başarıya ulaşmanın getirdiği sorunlarla mücadele edebilmek özellikle zor olabiliyor. Bu sorunlar üst düzey standartta hizmet veren ’fine-dining’ restoranları için daha büyük olabilir. Genellikle geceleri ve çok uzun saatlerde çalışmak çocuk için bakıcı bulmayı oldukça sıkıntılı bir hale getirir.

Restoranda kadın aşçı olmak hafta sonları, tatil günleri hatta ve hatta küçük çocuğun hasta olduğunda bile işinin başında olmayı gerektirir. Bu zorlukların yanında küçük işletmelerin çoğunda ekonomik zorluklar nedeniyle doğum sonrası destek veya sağlık yardımı sunulmaz. Sonuç olarak 20'li ve 30'lu yaşlarda pek çok kadın, şef olmak için yola çıksa da, anne olduktan sonra kurumsal veya danışman pozisyonlar gibi restoran endüstrisindeki diğer pozisyonları takip etmeye karar verir.

3. Kendi işini kendi kuran kadınlar

Pek çok ünlü kadın şef, aynı zamanda işletme sahibidir. Bir hayatı başarılı bir şef ve anne olarak dengelemeye yönelik zorluklar çok keskin olsa da, hepsini başaran birçok yenilikçi ve ilham verici kadın var. Ne mutlu ki bu kadınların çoğu da başarılı birer restoran sahibi! Bir işletmeye sahip olmak kendi engelleri ile birlikte gelir ancak aynı zamanda kendi patronun olma, çalışma zamanını belirleme ve nasıl insanlarla birlikte çalışacağını seçme fırsatın olur. Hayatlarını bu mesleğe adayan ve anne olduktan sonra sektörün engellerini aşmakta kararlı olan ünlü kadın şef ve işletmeciler, sektörün gelişmesi için en önemli örnekleri oluşturur.

4. Kadın şeflerin yükselişi

Günümüzde yavaş yavaş kırılan algılarla birlikte daha fazla kadın, mutfak okuluna gidiyor ve mutfaktaki başarılı çalışmalarıyla tanınıyor. Yaptıkları işler ve yetenekleri ile öne çıkmayı başaran birçok ünlü kadın şef, hayatını yemeğin büyülü dünyasına adamak isteyen genç aşçılara örnek oluyor. Ayrıca uzun süre erkeklerin tekelinde olan prestij sahibi ödül ve unvanlara sahip kadınların sayısı da her geçen gün artmaya devam ediyor.  

Üç Michelin Yıldızlı Restoranın Kadın Şefleri

1933 yılında Fransız Eugenie Brazier, iki restoranı birlikte yöneten ilk kadın şef oldu. Çalıştığı iki yer de döneminin en prestijli restoranları olmayı başardı. Her iki restoran, muhteşem lezzetleri ve sunumları sayesinde üç Michelin yıldızı kazandı. Brazier, bu başarılarla birlikte ilk kez üç Michelin yıldızı kazanan kadın olarak tarihe geçti. Ne acıdır ki, günümüzde o zamanlar kendisinin komi şefi olan Frenchman Paul Bocuse'un ismi, Brazier’in başarılarından çok daha fazla bilinir.

Elbette büyük oranda erkeğin hakim olduğu bir sektörde kadın olmak kolay değildir. Bu yüzden tüm engelleri aşan ve restoranlarını üç Michelin yıldızlı statüye sokan kadın aşçılar, iyi bir kadın şef olmak isteyen herkesin örnek aldığı değerli insanlar.

1. Anne-Sophie Pic - Fransa

Anne-Sophie Pic, güneydoğu Fransa'daki butik otel Maison Pic'te, restoranın üçüncü nesil şef sahibidir. Kültürel mirasa sahip olan restoran, ilk kez 1934 yılında üç Michelin yıldızı kazanır. Anne-Sophie'nin devralmasından bu yana örnek bir kaliteli yemek kurumu olmaya devam ediyor. Pic, babası ve büyükbabası tarafından uygulanan mükemmellik ve detay arayışına özen göstermeyi sürdürürken Amerika ve Japonya'dan taşıdığı etkiler yemeklere daha hassas ve kadınsı bir dokunuş kazandırdı.

2. Elena Arzak - İspanya

Üç Michelin yıldızlı restoran Arzak'ın dördüncü nesil varisi olan Elena Arzak, mekanı 74 yaşındaki babası Juan Mari ile birlikte işletiyor. La Maison Troisgros, Alain Ducasse altındaki Le Louis XV, Restaurant Pierre Gagnaire ve elBulli gibi en iyi restoranlarda eğitim almış Elena, şimdi babasının modern Bask mutfağı tarzına devam ediyor. Ünlü şef, kömür üzerinde ızgara balık ve kuzu yahnisi gibi geleneksel Kuzey İspanyol yemeklerine rafine bir bakış açısı eklemeyi tercih ediyor.

3. Nadia Santini - İtalya

Dal Pescatore, 1996'dan beri üç Michelin yıldızı sahibi geleneksel bir İtalyan bistrosu. Çok az kişi, mekanın şef aşçısı Nadia Santini'nin resmi mutfak eğitimi almadığına inanır. Oysa Santini tariflerini ve yemek pişirme tekniklerini okul yerine kocasının annesi ve büyükannesinden öğrendi. Santini, o günden beri geleneksel ‘anne eli değmiş’ yemek tarzını geliştirdi ve özelleştirdi. Nadia Santini, aynı zamanda Clare Smyth ve Anne-Sophie Pic gibi genç aşçılara da bu mesleği seçmeleri konusunda ilham vermiş özel bir isim.

4. Clare Smyth - İngiltere

Sinirli ve iğneleyici tavırlarıyla tanınan Gordan Ramsay’den çok az insan iltifat alabilmeyi başarır. İngiliz şef Clare Smyth için Ramsey’nin yorumu ise “neslimizin en önde gelen kadın şefi” oldu. Smyth, 2007’de Ramsay’den  Chelsea’deki restoranını devraldı ve 2015’te ayrılıncaya kadar üç Michelin yıldız statüsünü korudu. Bugün, kocası ile birlikte kendi restoranının sahibi ve geleneksel İtalyan mutfağını modern dokunuşlarla yorumluyor.